dinsdag, oktober 02, 2012

sürekli olarak bir yerlere gitmeden ve fani denilen su dünya'da herkes kadar biraz sirtimi duvara yaslayip, bir köse basinda gelip gecenlere bakmak benim de hakkim. kaldirimda ayaklarimi sürüyerek yürümek, bügünün yarinini düsünmeden sabah etmek. art arda yakip söndürdügüm sigaranin hesabini tutmadan aksami beklemek ve biraz olsun senin kadar güzel gülmek ve sonra biraz seni hayal etmek...

istemeden oluyor bazi seyler.istemeden ayriliyorsun mesela. istemeye istemeye cekip gidiyorsun; geride bir yigin öfke birakarak... insan en cok gözlerini özluyor senin. herseyden ve herkesten vazgecmis bir münzevi gibi kalbine siginmak olmali idi muradim.ah sevgilim! bu yenik düstügüm kacinci ayrilik?!




Geen opmerkingen:

Een reactie posten