vrijdag, december 27, 2013

Orta dünya ilmihali

Masamıza Leyla gelsin ta Ürdün’den ama istesek gelir
Bize ince parmaklarını şaklatarak Nizar Kabbani’den bahseder
İstesek olur böyle şeyler biz ona Türkçe çaylar ısmarlarız
Kuranda peygamberin bile azarlandığı ayetler vardır, onu deriz
Başka şeyler de vardır
Doğuda her yüz kilometrede bir
Zalimle mazlumun değişmesi dengesi
Biz ey dünya yorgunları diyelim çay içmeye başlayalım

Çay içeriz bir halk dengelenir yumruğumuzdaki kuvvetle
Babaların bıyıklarına ilişen siyaset dersi
Annelerin ideolojileri yoktur merhametleri vardır
Ben o merhameti kimsede görmedim kitaptaki Meryem’i saymazsak
En esaslı küfrü orta ikide bir kızdan yedim o bana âşıktı
Yazmaktan başka neye yararsın Allahın belası, demişti

Bir şeye yaradığım hissi evlenirsem bir gün olacak
İmparatorluklar çağından beridir yasak bir sevmektir devlet halk ilişkisi
Gecenin dördünde şiirden daha değerli işler vardır
Biz ey dünya yorgunları diyelim çay içmeye başlarken
Sevgilimizle saatler süren telefon konuşmaları yapalım
Sırrı abinin kızı bize de şiir yazsın
Bu annesiz evleri değiştirelim aniden

Ben bir mektuba başlamışsam gerisini sen getir
Yarım mektupların verdiği esenlikle öperim alnından
Bankalar kapanır, faizler düşer, bir bakarsın iyileşir dünya bundan
Bana mektup yaz, boş bırakma, ihtiyarlamazsam orta dünya bizimdir


- Mustafa Akar - 

woensdag, december 25, 2013

Küçük Na't

Göz seni görmeli ağız seni söylemeli
Hafıza seni anmak ödevinde mi
Bütün deniz kıyılarında seni beklemeli
Sen eskimoların ısınması sevgililer mahşeri

Aklım yeni bir akıldır çiçeklerden
Mantığım mantığın üstünde yeni
İçimde Nuh’un en yeni tufanı
Dünyaya ayak basıyorum yeniden

Göz seni görmeli ağız seni söylemeli
Bütün deniz kıyılarında seni beklemeli

Yüzlerce yıl geçiyor belki bir bulut geçiyor
Ben yeni doğmuş bir çocuk gibi
Herkesin konuştuğu dilden mahrum
Ama yepyeni bir dil konuşmanın sevinci

Bütün deniz kıyılarında seni anmalı
Sen buzulların erimesi eskimoların ısınması

İkinci sokaklarda bandolar mızıkalar
Yaklaşan çok yaklaşan muhteşem bir gün var
Bütün yollarda zafer takı
Eriyen kar derin denizlerde katafalk

Gün doğuyor her yer çiçek ve kar
Bütün çocuklar kurtuldu demektir

Göz seni görmeli ağız seni söylemeli
Hafıza seni anmak ödevinde mi
Bütün deniz kıyılarında seni beklemeli
Sen eskimoların ısınması sevgililer mahşeri 


- Sezai Karakoç - 

donderdag, december 12, 2013

sanki taze bir ölüm iniyor boğazımdan aşağı
ellerimle boğuyorum kendimi
göğsümde göç eden kuşların kanat izleri.

ağzım toprak kokuyor...  
 

woensdag, december 04, 2013

Mazot

Ağlamadan
dillerim dolaşmadan
yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
üzerime yüreğimden başka muska takmadan
konuşmak istiyorum.
Şehre neden
esmer ve dölek yüzümle döndüm dağlardan
kar vakti tarlaları kımıldatan soluğum
niyedir sarmalasın vites dişlilerini
defneler, nakışlar yok
alnımda neden.
Ağlamadan
etimin iğneli beşiklerde bıraktığı izlere aldırmadan
o mavi korularda ve dibektaşlarında
bırakıp sözlerimin kalıntılarını
açıkça konuşmak istiyorum.
Besbelli ki leşler koruyor şehrin bedenlerini
göğsünün kafesinde yalnızca pasak
biliyorsun
korkutulmuş bir kızın
yüreğinden fışkıran beyaz güvercinleri
sabahın köründe kalkan tirenlerdeki nefret
hergün aynı kalafat yerine çekilmenin nefreti
bunları
bütün bunları biliyorsun
dağlardan dönüyorsun o sağır yamaçlardan
çevik bacaklarını getiriyorsun, ne çiçek ne de ninni
boz şayaktan poturun dağlarda ne güzeldi
şehre varınca artık meşinler giymelisin
daha esmer
daha kankusturucu
sen o baygın sevgilerin adamı değilsin.
sana yaşamak düşer çarkların gövdesinde
bin demir kapıyla hesaplaşmaktan omzun çürümelidir
bin çeşit güneşle ovulmalıdır gaddar ellerin
yürü yangınların üstüne, kendi alevini de getir
çarpıntısız dakikası olur mu devrimcinin
ki
ölüm
her yerde uyanıktır
alestadır korkunun yardakçıları
tez kızaran güllerden kendini sakın
sevgiler ürkütsün seni, aşk ayrı-
Aşktır diye geri geldin o çekiç seslerine
bıraktın vazgeçilmez ırmakları
gönlüne kar yağdırıyorsa çocuk sesleri yetsin
dikkat et hiçbir şey ıslatmasın namluları.


- Ismet Özel -