dinsdag, januari 21, 2014

Olvido


Hoyrattır bu akşamüstüler daima
Gün saltanatıyla gitti mi bir defa
Yalnızlığımızla doldurup her yeri
Bir renk çığlığı içinde bahçemizden
Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan
Lavanta çiçeği kokan kederleri
Hoyrattır bu akşamüstüler daima.

 
Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
Unutuşun o tunç kapısını zorlar
Ve ruh, atılan oklarla delik deşik
İşte, doğduğun eski evdesin birden
Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven
Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik
Ve cümle yitikler, mağluplar, mahzunlar...


Söylenmemiş aşkın güzelliğiyledir
Kağıtlarda yarım bırakılmış şiir
İnsan, yağmur kokan bir sabaha karşı
Hatırlar bir gün bir camı açtığını
Duran bir bulutu, bir kuş uçtuğunu
Çöküp peynir ekmek yediği bir taşı
Bütün bunlar aşkın güzelliğiyledir.


Aşklar uçup gitmiş olmalı bir yazla
Halay çeken kızlar misali kolkola
Ya sizler! ey geçmiş zaman etekleri
İhtiyaç ağaçlı, kuytu bahçelerden
Ayışığı gibi sürüklenip giden
Geceye bırakıp yorgun erkekleri
Salınan etekler fısıltıyla, nazla.


Ebedi âşığın dönüşünü bekler
Yalan yeminlerin tanığı çiçekler
Artık olmayacak baharlar içinde
Ey, ömrün en güzel türküsü aldanış
Aldan, geçmiş olsa bile ümitsiz kış
Her garipsi ayak izi kar içinde
Dönmeyen âşığın serptiği çiçekler.


Ya sen! ey sen! Esen dallar arasından
Bir parıltı gibi görünüp kaybolan
Ne istersin benden akşam saatinde
Bir gülüşü olsun görülmemiş kadın
Nasıl ölümsüzsün aynasında aşkın
Hatıraların bu uyanma vaktinde
Sensin hep, sen, esen dallar arasından.


Ey unutuş! kapat artık pencereni
Çoktan derinliğine çekmiş deniz beni
Çıkmaz artık sular altından o dünya
Bir duman yükselir gibidir kederden
Macerası çoktan bitmiş o şeylerden
Amansız gecenle yayıl dört yanıma
Ey unutuş! kurtar bu gamlardan beni.


- Ahmet Muhip Dıranas - 

zondag, januari 19, 2014

Ben başkasının adası olsaydım...



Ben başkasının adası olsaydım
çok sevmek de kederlidir ve insan gölgesinden bile
uzağa düşer, ölüm zaten bir kara ada, derdim

Herkes başkasının adası ölümle ayrılık arasında
iki denizden sürgün gibi kimsesizler mezarlığında
gizlice buluşan gözyaşlarına bakar bakar ağlardım

Bir ada; iki gözyaşı arasındaki mavi harfleridir,
akşamla kağıttan kayığı batmış bir çocukluğun,
kimi dipte kelimeler ve acısı yüzüne vurmuş
Bir ada, mavi yerine bir kızın gözlerinde unutulmuş

Ben başkasının adası olsaydım
gözlerimi rüyadan saklardım, desinler ki: acı uyumuş...

- Haydar Ergülen -