donderdag, juli 04, 2013

zoruna gidiyordu adamın bir çok şey... bir çok şey vardı boğazında dügümlenen. içini kanatıyordu durmadan ve bu dahi artık ona acı vermiyordu. kimi zaman yolda durup nereye doğru gittiğini düşünüyordu ve  haykırıyordu içinden çığlık çığlığa; "ben kimim? neden beni unuttunuz? ve neden kanıyor dudaklarım?"

"Tanrım!" diyordu adam: "Tanrım! bela, bağdaş kurmuş ve suratıma sırıtıyor." 

Geen opmerkingen:

Een reactie posten